top of page

HİZMET TESPİTİ DAVASI

  • Yazarın fotoğrafı: Av. İpek Hanım DENİZ
    Av. İpek Hanım DENİZ
  • 22 Tem 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 16 Şub 2023

Sigortasız olarak çalışılan sürelerin emekliliğe engel olmaması için hizmet tespiti davası açılmakta, davanın kabulü ile sigortasız çalışılan süreler prim hesabında eklenmektedir. Bu davalarda davacının delil getirmesi zorunluluğu bulunmamaktadır, mahkeme davacının iddialarını araştırmakla yükümlüdür.



1-) Hak Düşürücü Süre İçerisinde Dava Açılmalıdır


5510 s. Kanun m. 86 gereği hizmet tespiti davası iş ilişkisinin sona ermesinden itibaren beş yıl içerisinde açılabilir. Kanunun bu hükmüne ek olarak Yargıtay’ın bu süreyi aşmaya yönelik uygulaması mevcuttur. Buna göre davalı işveren tarafından davacı işçinin yanında çalıştığına dair herhangi bir belgenin kuruma verilmesi halinde (işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu gibi) hak düşürücü süre ortadan kalkmaktadır. Bu durum mahkeme tarafından kurumlara sorularak belge bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.


2-) Görevli ve Yetkili Yer Mahkemesi Nedir?


Hizmet tespiti davasında görevli mahkeme iş mahkemeleridir, yetkili yer mahkemeleri ise davalı işverenin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yerde bulunan iş mahkemeleridir.


3-) Davada Mahkemece İncelenecek Hususlar Nelerdir?


Hizmet tespiti davasında davanın kabul edilebilmesi için davacı işçinin fiili olarak davalı işveren yanında çalıştığının ispat edilmesi gereklidir. Fiili çalışmayı gösterir fotoğraf, maaş ödemesine dair kayıt gibi deliller bu hususun ispatı için elverişli delilerdendir. Yargıtay, tek başına işe giriş bildirgesi verilmesinin fiili çalışmayı ispata yetmediğine karar vermektedir;

· "...Yöntemince düzenlenip süresinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde ise de, fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. 506 sayılı Kanunun 2., 6. ve 108. maddelerindeki düzenlemelerde de belirtildiği gibi, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur ve fiili çalışma saptanmadıkça, sadece hizmet akdine dayanılması halinde dahi sigortalılık söz konusu olamaz...

Bu kapsamda fiili çalışmanın varlığının hangi kanıt ve olgularla belirleneceği üzerinde durulmalıdır. İşe giriş bildirgesi Kuruma verilmesine karşın yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun konu ile ilgili 16.06.1999 gün ve 510/527, 30.06.1999 gün ve 549/555, 05.02.2003 gün ve 35/64, 15.10.2003 gün ve 634/572, 24.11.2004 gün ve 538/621, 01.12.2004 gün ve 629/641 sayılı kararlarında da açıkça belirtildiği gibi, bildirgenin hangi tarihte Kuruma intikal ettiği, intikal ediş tarihine göre 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde öngörülen beş yıllık hak düşürücü sürenin geçirilip geçirilmediği, bildirgedeki kimlik bilgilerinin, yaptırılacak grafolojik inceleme sonucuna göre bildirgedeki imza ve varsa fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı, bildirge Kuruma teslim edildiğinde davacıya verilen sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğu ve bu numaranın sigortalının daha sonraki yıllarda gerçekleşen hizmetlerinde kullanılıp kullanılmadığı belirlenmeli, bulunabildiği takdirde, sigortalı ile birlikte çalışan kişiler ile, aynı çevrede iş yeri olan işveren veya bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler yöntemince saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde yöntemince araştırılarak, elde edilen bilgi ve belgelerin tanık anlatımlarında belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenip sonucuna göre bir karar verilmelidir..." (Y. HGK. T. 01.06.2011 E. 2011/10-307 K.2011/366).


Bunun yanında mahkeme tarafından davacı işçinin çalıştığını iddia ettiği dönemde davalı işverence kuruma verilmiş bordroda kayıtlı diğer işçilerin bilgileri araştırılmalı ve bunların tanıklığına başvurulmalıdır. Ayrıca davacı işçinin çalıştığını iddia ettiği dönemdeki yaşı ve çalışma türü de önem arz etmektedir. Bu nokta teknik ve uzman bilgisini gerektirmektedir.


Hizmet tespiti davaları takibi gereken ve uzun sürebilen davalardan olmakla avukat ile yürütülmesi gereken davalardandır.


Comments


bottom of page