Mühürlenen elektrik ve su saatlerine müdahale edilmesinin mühür bozma suçunu oluşturduğu pek çok kişi tarafından bilinmemektedir. Kamu güvenine karşı suçlar arasında düzenlenen mühür bozma suçu, TCK m. 203’te “kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiştir.
Maddede de düzenlendiği üzere suçun oluşabilmesi için,
Kanun veya yetkili makamların emri olmalı,
Bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan bir mühür olmalı,
Bu mührün konuluş amacına aykırı herhangi bir fiil söz konusu olmalıdır.
Kamu kurumlarınca ya da yetkili makamlarca verilen izinleri aşan ya da bu izinler kapsamında olmayan kullanımların engellenmesi veyahut tespit edilen hukuka aykırı kullanımların kayıtlanması amacıyla işyerlerine, inşaatlara, su saatlerine ve sair yerlere mühür konulmaktadır. Yalnızca kanun ya da yetkili makam kararı ile konulmuş mühürler madde kapsamında korunmaktadır.
Mühür bozma suçu yalnızca kasten işlenebilen suçlardandır, taksir haline dayanılarak ceza verilemez.
Ceza hukukunun genel ilkelerinden olan suçun şahsiliği ilkesi gereğince mührü gerçekten kim bozduysa o kişi hakkında cezaya hükmedilebilir. Örneğin bir işyerinde çalışanlarca ya da üçüncü bir kişi tarafından gerçekleştirilen mühür bozma halinde işletme hakkında ceza verilemez;
"...Ağabeyi M.. Ö.. tarafından işletilen ve ruhsatsız olduğu için mühürlenen fırında işçi olarak çalışan sanığın, mührü söküp faaliyete devam ettiğinin tespit edilmesi karşısında, maddi konusu “kamu idaresince konulan mühür”, hukuki konusu ise “Devletin kamu otoritesini korumak ve bunun engellenmemesini temin etmek” olan mühür bozma suçunun, mührü koyan makamın bilgisi dışında bozulması ile oluşacağı ve 5237 sayılı TCK.nun 20.maddesindeki ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi de gözetilmeden, “sanığın mühür bozma suçunu kendi nam ve hesabına değil, ağabeyi M.. Ö..'ün nam ve hesabına vasıta olarak gerçekleştirdiğinden” bahisle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi..." ( Y. 11. CD. E. 2013/ 21426 K. 2014/9251 T. 13.05.2014).
"...Ruhsatsız olarak işletilen kayden sanığa ait otoparkın mühürlenmesine ilişkin bütün tutanaklarda, işyeri ilgilisinin mahallinde bulunmaması nedeniyle çalışanları C. A. ile C. A.'ın isim ve imzalarının bulunduğunun anlaşılması karşısında, adı geçen şahısların tanık olarak beyanları alınarak, 1942 doğumlu, okuma yazması olmayan ve ev hanımı olan sanığın, her mühürleme işleminden haberdar edilip edilmediğinin ve otoparkı fiilen kimin işlettiğinin sorulup araştırılarak kolluktaki savunmada otoparkı işletmesi için Hamza Yıldırım'a vekalet verdiğine dair hususun araştırılarak, verilmiş bir vekaletname varsa getirtilip incelenmesi, gerekirse H. Y.'ın da beyanının alınmasından sonra, “suç ve cezanın şahsiliği” ilkesi de dikkate alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de, Adli sicil kaydında, tekerrüre esas olmayacak nitelikte para cezasından başka hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 69 yaşında olan sanığa hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın, TCK.nun 50. maddesinin 3. fıkrası uyarınca seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi; Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi..." ( Y. 11. CD. E. 2014/9564 K. 2014/20080 T. 25.11.2014).
Mühür bozma suçu 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılmaktadır. Söz konusu ceza hapis cezası olarak verilmiş ise adli para cezasına çevrilememektedir. Bunun yanında cezanın ertelenmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması mümkündür.
Comentarios